Adalet Bakanlığı Basın Müşaviri görevi yapan Tacettin Ural, 28 Şubat post-modern darbesinde gazetecilik yaptığı sırada 28 Şubat medyasının rolünü gözler önüne seren bir anısını paylaştı. Ural, 28 Şubat'ın medyayı nasıl kullandığına dair bir örnek vererek, Merhum Necmettin Erbakan'ın 28 Şubat sürecinde hükümeti kurmak için Köşke geldiğinde iki foto muhabiri ve bir muhabirin Atatürk tablosunun nasıl gevşettiğini ve sonrasında neler yaşandığını anlattı.
ERBAKAN'I ZOR DURUMA DÜŞÜRMEK İÇİN ATATÜRK TABLOSUNU GEVŞETMİŞLER!
Ural, 28 Şubat medyasının nasıl bir tezgâh kurduğunu bir anısını anlatarak örnekledi. Ural anısını şöyle anlattı: "Bir 28 Şubat hatırası... Merhum Erbakan, hükümeti kurmak için Köşk'te. Biz gazeteciler de nizamiyedeki açıklamaların yapıldığı küçük binadayız. Hoca'yı bekliyoruz. Bu sırada iki foto muhabiri ile bir muhabir kürsünün arkasındaki Atatürk resmine 'bir şeyler yapıyorlar. Resme baktım, şöyle bir yerinden oynadı, oynamadı gibi. Duvarla kürsü arası dar. Kim geçse o resme sürtünür, hele rahmetli Erbakan kiloluydu da, kesin dokunacak çerçeveye. Anlar gibi oldum ama Hoca da o sırada girdi içeri ve geçti kürsünün arkasına. Tabii, değdi duvara biraz. 'Sürpriz'! Atatürk oynadı yerinden, düşüyor. Az önce çerçeveyi gevşetenler, bu defa seslendiler: 'Sayın Erbakan, tablo düşüyor!' Rahmetli gayri ihtiyarî döndü arkaya; neyse, havada yakaladı resmi. Hatırlayanlar olacaktır. O hâli; gece TV'lerde, ertesi gün de gazetelerdeydi. 'Atatürk bile isyan etti' filan gibi başlıklar atmışlardı. Pek çok köşe yazarı da günlerce bu minvalde yazılar yazmıştı. Öyleydi işte 'gazetecilik' o dönemde. Bu rezillikleri kurgulayanlar, yayınına müsaade edenler, şimdi etrafa gazetecilik dersleri vermezler mi? Ölürsün!"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.